çağrışım — is., ruh b. 1) Bir düşünce, görüntü vb.nin bir başkasını hatırlatması Goethe denince herkesin aklına gelen ilk çağrışım, dünyanın sayılı iki üç dâhi yazarından biri olduğudur. H. Taner 2) Davranışlar, düşünceler ve kavramlar arasında yer ve zaman … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağrışım yapmak — çağrıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
görsel-işitsel çağrışım — is., eğt. Görme ve işitme duyularına dayalı olarak oluşan çağrışım … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık saçık — sf., ğı 1) Göreneğe aykırı derecede çıplak veya örtüsüz, dekolte 2) Yüz kızartıcı, edepsiz, müstehcen, cinsel çağrışım yüklü (söz, anlatım) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller açık saçık konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
esin — is. 1) Etkilenme, çağrışım veya içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu, düşünce, ilham Mitoloji, sanat ve edebiyat eserlerine esin kaynağı olan bir alanı yakınımıza getirir. H. Taner 2) hlk. Sabah yeli … Çağatay Osmanlı Sözlük
görsel-işitsel — sf. Görme ve işitme duyularıyla ilgili olan, odyovizüel Birleşik Sözler görsel işitsel çağrışım görsel işitsel eğitim … Çağatay Osmanlı Sözlük
işitsel — sf. İşitimle ilgili Birleşik Sözler görsel işitsel görsel işitsel çağrışım görsel işitsel eğitim … Çağatay Osmanlı Sözlük
tedai — is., ruh b., esk., Ar. tedāˁī Çağrışım … Çağatay Osmanlı Sözlük
zincirlenmek — nsz 1) Zincirle bağlanmak 2) Birbirine sıkıca bağlanmak 3) mec. Art arda, peş peşe sıralanmak İçi karmakarışık, çocukluk yıllarından Ahmet e ilişkin bir sürü çağrışım, birbirine zincirleniyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
tedâî — (A.) [ ﯽﻋاﺪﺕ ] çağrışım … Osmanli Türkçesİ sözlüğü